26 Temmuz 2012 Perşembe

Embedded journalism

Hiç bir şekilde 'İliştirilmiş Gazetecilik' demek değildir; 'Gömme Muhabirlik' demektir.

Herkes kendi işine 'bakıyor', herkes kendi işini yapıyor
Kavram, ilk kez İkinci Körfez Savaşı'nda kullanıldı. Olayın taraflarından birinin üssüne gömülmüş, oradan bakan gazeteci anlamına geliyor. Bu uygulama bir gazetecilik uygulaması değil. Hem teknik, hem de içerik itibarıyla tam bir manipülasyon uygulamasıdır. Amerikalı komutanların cepheden enformasyon geçmekle ilgili çözüm yolları ararken, tarihin sarı yaprakları arasında buldukları bir örnekten esinlendiklerini düşünüyorum.

Osmanlı, olayları kayıt altına alması için vakanüvis denen kimseler istihdam ederdi. Başka devletlerin de benzer görevliler çalıştırdığı olmuştur. Bunlar, savaş meydanına ve komuta merkezine yakın yerde konuşlanır ve olup biteni gözleyerek tarihi oluşturacak metinler kaleme alırdı. Bu metinlerin büyük ölçüde otosansüre maruz kaldığını düşünebiliriz. Gömme muhabirlik de aynı nitelikte ve işlevde bir meslektir.  


Konu hakkında, dünyada da çeşitli tartışmalar hala yapılagelir. Benim üzerinde durmak istediğim ve Türkiye'ye has bir detay ise; 'Embedded Journalism' kavramını ısrarla 'İliştirilmiş Gazetecilik' diye çevirmek; bu çeviri önerisine, denize düşenin yılana sarıldığı gibi sarılmak yalakalığıdır. 'Gömme Muhabir' ifadesinin aleni olumsuz tınısını engellemek için çaba harcandı resmen. 

Bunu yapanların başında, büyük gazetelerin genel yayın yönetmenleri ve editörleri ile özellikle sahada belli kurumlar için 'embedded journalist' sıfatıyla free-lance hizmet edebilme hayali kuran gazeteciler geldi.

Redhouse, Webster's, Oxford, Miriam Webster artık aklınıza ne gelirse, küçük bir tarama yapın. Embed fiili için Türkçe'de 'iliştirmek' karşılığını bulma ihtimaliniz yok. Bakın onun yerine hangi kavramlar sıralanıyor: "gömmek, kakmak, oturtmak, sokmak, içine katmak, yerleştirmek..." 

Muhabir için en önemli hususlardan biri, hedefteki kitleyi olayın olduğu yerde bulunduğuna inandırmaktır. Gömme muhabir için böyle bir sorun yoktur. Ne kadar orada olunabilirse, o kadar oradadır çünkü. Bir kere sıfatıyla önceden halleder bu ikna sorununu. Adı üstünde; 'gömme'dir, içindedir.

Nesnel bakışla ilgili bir sorunu da yoktur gömme muhabirin. Öyle bir iddiası yoktur çünkü. Farklı bir tarz sunar ve bu tarz, nesnellik iddiasında değildir. Tam tersine, içine gömüldüğü unsura hizmet için ve o unsurun bir parçası olmak üzere, oradadır. Irak İşgali sırasında yapılan yayınlarda, nesnellik iddiasının küçümsendiği de oldu. Bunun da yetmediği yerde, gazetecilerin kaldığı otel bombalandı, gazeteciler kurşunlandı.

Genel olarak Irak’ın işgaliyle ilişkilendirilmesine rağmen, bu tür gazeteciliğin örneklerine her zaman, her yerde rastlanır. Özellikle branş uzmanlığı geliştirmiş gazetecilerin sürekli ilişki içinde olduğu haber kaynağıyla (bilhassa kurumsal haber kaynaklarıyla) özdeşleşmesi süreci denen, vicdani ve ahlaki açıdan son derece çirkin ve tehlikeli bir süreç sonunda gerçekleşir. 


Gazetecilik misyonu devrede: "Duygu ve düşüncelerinizi alabilir miyiz?"

Gazeteci, önceleri harici bir bakışla yaklaştığı haber kaynağının, giderek bir parçası haline gelir. Onun bakış açısını benimser, zaman içinde onu beslemeye başlar. Amerikan ordusunun yaptığı, bu süreci sistematik hale getirmek olmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder